Okumakla olmaz yalnız. Okumayı bilenden dinle.
Bazen çok korkuyorum.
Ama bu; aslanlarımı
açıklamama engel olmuyor
Çünkü fena halde
yaraşıyor birbirine gece ve balta
Ve anneciğim derdi vardı
neyin altına giysen olur bir siyah pantolonum şimdi gibi ay!
Tekhnem dolu müfsidle!
Bu da caddelerden derviş
devşiregelmeme mâni değildir
Yolları ay bastı mı
lambalara koşuyorum ya, bundan
Bunun için kent nesnesi
o bıçakla bakunin’di deştiğim
Ki ben devletin taş
kestiğini en baştan bilirdim
İsa’yı polise doğru
Lttuğum zaman.
Ellerini el olarak
tutmak istiyor ellerim
De ki bunun kaburgamdaki
kiliseyle ilgisi yok değildir
Zaten en az on iki
kişiden biri haindir
Ama gözlerimi öyle
yırtma annem ilkokul öğretmeniydi benim!
Sokaklara çıkıyorum
sonra kedilerden görüyorum
gazinolardan
İnanmazsın bir taşra
kurmuşlar aynı bize bakıyor
Bir yanım asaf halet
söylüyor diğer yanım fabrika
Bir şiiri birkaç kalemle
yazmak lazımdır geliyor bana
Bugün yepyeni bir
imparatorluk öğreniyorum
Ekmeğin ağırlığından da
yeni bir imparatorluk
Örneğin gül dönüyor bir
beygiri tasfiye ediyor şair
Arabca akdeniz diyor ben
Aynadan dönüyorum ayna
Benden dönmüyor.
Çok sihirli bir kabri
söndürüyorum
Bir havari morfin gibi
anne söylüyor
Ağlıyorum bak bir çocuk
bak bir çocuk bak
Bak bir çocuk çok kötü
bir gömlek kuruyor.
Belki de yangın çıksa ve
ikna edilmiş olurum
Torbamı topluyorum ve
annem şarkı dinlemiş olur
Korkuyorum çobanım yok
metal nazlı pim aktif
Çözmüyorum çözersem kın
fena halde kalınlaşıyor.
Manchesterden geliyorlar
ve Liverpooldan geldiler
Birazdan padişah mı
öldürecekler dedim
Bir milyon kadardılar ah
atları vardı
Artık seni bir çiçek
yerine kopartmak
İstiyorum sevgilim.
İşte sahneden indim ve
öpüyorum ağzından
Annem meç yaptırmazsa
iftara geç gelir haz
Ey sıkıntının sevdiğim
aritmetiği
Söyle banabana söyle;
bir kere daha kabz?
İnanmışım kaybetmek
esrarıdır esrarın
Çıldırmış bir vaşak gibi
kaybediyorum`
İpimden kurtulmuşum
kaybediyorum
Birleşmiyor ellerimiz
haykırıyor trapez
Tanklar tank olup
geçiyor üstümüzden
Helvetius haklı devlet
şaşkın piyanist kara
Memleket sana rağmen ket
vururken yarama
Şu çıplak çocuk şu tüyük
bürk şairi ben
-Ve emir ‘kun’ diyor,
doğruluyorum-
‘bu ülke’den daha bıçkın
tamlama bilmiyorum.
AYAKKABILARINI KAPIMIN
ÖNÜNDE GÖRMEYİ İSTİYORUM
Çünkü bu,
Seni seviyorum içine nal
salmak demektir.
Ve hareketinin bana
durduğunu akla uydurur.
Oysa seni sevmem toplumu
meşru kılar
Ve gitmen beni dile
indirger sevgilim.
Zaten kırılmış bir
kızsın şimdi dövülmüş bir av
Yanmış ırmaklar
öneriyorsun toy bedenine
Kavmin yanlış
tufanlardan geçip duruyor
Gözlerime baka baka
ağlayıp aşk diyorsun
Bir tekkenin ortasına
sirk treni devriliyor.
Ki hala çocuk övmeye
duruyorsam bu
'Şehrin en uzak yerinden
gelen o'nunla
Ve İzmit’le ve Fargo’yla
ve Horasan’la
Ve Hafıs’ın beni eve
götürdüğü kınla ilgili bir matkabı
Girdiği çene kemiğiyle
birlikte söküp
Şu karşıki düğün
salonuna ilave edemememdendir.
Yoksa lar ve ortaokul
öğretmenleri giremesinler diye
Babam ve bilhassa dedem
Mahallemize yeterinde
toplu polis gönderilmesi konusunda
Gerekli telefonları
etmiş durumdalar sevgilim!
Ama yine de sırf sen
sürdürebil diye ayın alnında melekçe
Ve şüpheye düşmeden
kelebek besleyebilsin diye bir padişah açıkça
Benim alıp kını
Öte yana geçmem gerektir
İçinden memleketi
çekeyim diye.
Hem düşünsene;
Bu bizi nasıl
imparatorluklaştırır!
Yoo, hayır! omzunu açma.
Omzun ideoloji taşır.
Ve fakat ‘dil’e rağmen
bütün bunlar sevgilim
Ayaklarına beyaz
çoraplar giydirmek istemediğim anlamına gelmeyebilir.
Çünkü bak Süleyman bu
sayfadan henüz geçmiş gibi gül lekesi
Ve apaçık kudüsmüş bir
zebrayım ben uzun menzilli şiirlere şikar!
Elbet bir gün batar,
kuşlar döner, çarmıh baştan düzenlenir
Ve bana tertemiz eller
verir Cezayirli O tüccar.
O vakit sana bakıyorum
kadar büyür akdeniz
Cumhuriyetin tersinden
tertib ettiği çarşılar gibi
Sonra uzun süre bir
takibediliyormuşum hissi…
Siz hiç yahudi bir minibüs
şöförü düşlediniz mi?
VİNCİT OMNİA VERİTAS!
Ama bunun gönlüme inmesi
için cezayir’de olmam
gerektiğini
zannetmiyorum.
Zaten Talat Paşa değil
miydi Hayriye
Tütüncüye giderken
sırtından tamamlanan?
Korkutulmamıştıküstelik
ekmek tutmaya da çalışabilirdik
elimizleekmek.
Meleklere cisim sunardık
ve öldüm memleketim belki de
Belki de et deniyorum
aşkın koparılmasına karşı ağzımdan
Bir yanımda kardeşim,
bir yanımda Selman adlı bir bulut
radiallahüanh!
İşte bu yüzden bu yüzden
işte bu yüzden
Kaburgalarımı da baştan
düzenlemem gerekecek
Ve üstüne dans eklemem
kaskatı:
22 Ağustos 1996!
Su ciğerimizden kaçardı
denizlerden bilinirdik
Bir tohumu ağaçtan beri
açıklayabilirdik
Yanlışlıkla
Simurglanırdık uçurtma uçururduk aslında
Şimdi oturmuş otobüsün
gelmesini bekliyor
Ve gül üstüne gül düşlüyor
mutlaka.
İşte susku gönlüme
iniyor indi
Şehirli bin balniyo
geçti üstümden sustum
Ama beni üflememişler ki
beni
Ben aslında taşradan
önce kuruldum.
Kutsal kitaplar gibi
içime sinmişti adın
Gözlerinin dindiği yerde
cildin uzzalaşırdı
İçerenköyde inmeyeydin o
otobüsten ah
Ah sanki Ebu Dücane ata
çıkardı ama
Gözlerime öyle bakma
annem ilkokul öğretmeniydi benim!
Ah işte gidiyorsun ve
yığılmamam için
Baba da ölebilmesine
dair bir kuşun kanatları memleket
biçimini alıyor
Telefonları pek tedirgin
açıyorum bu yıl yağmurlar aniden
başlıyor
Etlik’te bir pasaja
girmiştimçıktım, hastaneye uğradım
İkindi dört buçuğa kadar
indi
Gül devrildi çan kırıldı
yıldız söndü ay yandı
Recep Peker, Kütahya,
1946!
BEN BU ÇAĞDAN BİR KERE
DE ŞEREFİMLE GEÇECEĞİM
LAZIM GELEN GÜLLERİ
GÖĞSÜME GÖMMÜŞÜM
BİRLEŞMEMİZ RADİKAL
OLACAK
BEN KAN VERECEĞİM
BUNU DAHA KÜÇÜKKEN
BİR FİLMDE GÖRMÜŞTÜM!
Ah laikse aşkımız elbet
biter bir kışbaharyaz günü
Gözlerin uçurumlar
kaydeder avuçlarıma
Bir çınar gövdesini bir
hamle daha yayar
Üç içbükey komodin silah
çeker vurulur
Sen gidersin denklem
düşer ben aşk olduğumu ağlarım
Bir kelebek konduğu
yerde bir mayın olduğunu anlar.
Ben dünyaya karşı
“durmak” ile meşhurum
Olma! Yokluğun dudağıma
laciverd lavlar bırakır
Nasıl çekip gitmş bir
şaman
Çekip gitmiş bir şaman
değilse en çok
Benim gibi sonsuz bir at
Hiç koşmuyorken de
attır!
Biliyorum lir sızmıyor
şakaklarımdan
Ve yüzümde şeyh
çıldırtan yarıklar da yok
Annem beni hep çok sevdi
kız gördüm mü ağlıyorum
Modern bir alışkanlıktır
ölmek, seni doğasıya seviyorum
BEN SANA DÜZENLİ OLARAK
TELEFON EDİYORUM!
Vincit omnia veritas!
Belki inanmayacaksın ama
ben bu şiiri ellerimle yazıyorum sevgilim
Çünkü benim gömdüğüm
kızlar ara sıra boğulur
Ve laik aşk çarpık
toplumlaştırır, doğurma ne olur.
Sirk deseler tek hırkam
var, çatışmada bıraktım
Şimdi gidip Beckett
okuyacağım, beni de seyret Tanrım!
Öfkemi devletle bir
toprağa gömüyorum
Aklımsa çamura saplandı
saplanacak
Şems çeker çıkarır
kitabı havuzdan;kuru
Ertan, alsana şu tüfeği
duvardan benim ellerim ıslak.
Yorumlar
Yorum Gönder